Umut arayan ben, fener ve evler. Küçükkuyu, Nisan 2024.

Misafir Olduğunu Unutmayasın Diye

Hiç kimseye, hiçbir şeye bağlanma vakti gelince gitmen gerek, çünkü misafirsin.

--

Pencereyi açıp derin bir nefes aldım ciğerlerime, tuttum biraz içimde sonra geri verdim. Aldığım nefesi bile geri veriyorum.

Öğrendiklerimi paylaşıyorum, okuduklarımı yazıyorum, tanıştıklarımı tanıştırıyorum. Arkadaşlarımın bana uygun seçtikleri sıfatlardan biriydi “birleştiren”, bugün de işte tam olarak bunu yaşadım ruhumda.

BEN MİSAFİRİM…

Bir küçük tartışma sırasında misafir gibi hissediyorum diye geçirdim içimden. Sonra gün boyu bunu düşündüm ben misafir miyim? Aslında evet, herkesin hayatında bir misafirim, yaptığım her şey geçici, dünya ise zaten fani…

Bir eve gidersin, misafir olduğunu bildiğin için ne gelirse kabul eder yersin, neresi uygun görülürse orada yatarsın, uygunsuz bir harekette bulunmaz ve o evden ayrılırken evin düzenini hiç bozmamaya gayret edersin, süzülüp ayrılırsın evden. Biraz huzursuz hissedersin o evde, her istediğini yapamaz, kafana göre davranamazsın. Saygı duyarsın, alttan alırsın o süre boyunca her şeyi. Sonra oradan ayrılırken bir rahatlık gelir, hafiflersin adeta.

Misafir olmaktan hoşlanmıyorum ama bazen böyle hissediyorum. Buraya ait hissetmiyorum demenin bir başka boyutu sanırım bu. Vereme ince hastalık demek gibi bir şey. Yaptığım her harekette tedirginsem, kendim olamadığımı farkedersem anlıyorum orada misafir olduğumu. Ben nerede misafirim? Benim evim, yurdum neresi?

Kimse bilmez, kimse bilmez.

En sevdiğin şarkının bu olduğunu söylemiş miydim?

Şimdi soruyorum kalbime, nerede yuvanda gibisin? Nerede misafirsin ve gitmen için gözlerinin içine bakılıyor? Misafirliğe giderken yanında getirdiklerin sana sunulmayınca üzülüyor musun, seni unuttuklarında, ihtiyaçların sorulmadığında, seninle ilgilenilmediğinde istenmeyen misafir olduğunu ve gitmenin istendiğini anlıyor musun içten içe?

Keşke yatıya kalmasaydım, keşke daha kısa bulunsaydım diyeceğin yerler olacak. Bazen de hayat bu ya, hiç ayrılmak istemeyeceğin yerler olacak ama bu güzel duygular yoğunlaştığında da misafir olduğunu hatırla. En zoru da bu. Sevildiğin yere az gitmek, misafir olduğunu en çok da bu yerde unutmamak. Çünkü ne kadar bağlanırsan ayrılman gerektiğinde o kadar zorlanırsın. Herkesten her şeyden ayrılacağız bu yüzden ne kadar az bağ o kadar iyi.

Ben misafirim, herkesin hayatında, bulunduğum her ortamda. İsterim ki insanlar yine davet etsinler beni hayatlarına, kalmam istensin gittiğim yerde. Ama bunlar olmasa da misafirliğin adabını hatırlayıp verdiği bir kaşık çorba için bile minnettar kalıp yoluma devam ederim. Bu çerçeveden bakmak belki hepimize iyi gelir.

Giydiğim kıyafete, yediğim yemeğe, yanında mutlu olduğum insana, kariyere, ilgiye bağlanamıyorum, bağlanmayacağım. Çünkü ben misafirim ve vakti gelince gitmem gerektiğini, ayrılmam gerektiğini, kopmam gerektiğini hep bileceğim.

Siz ne düşünüyorsunuz bu konuda? Yorumlarımızı bırakabilir veya mail iletebilirsiniz.

Şiirle, umutla, sevgiyle kalın.

hamuş Melike

“Neyi bilmediğimi bilmiyorum.”

Kırmızı Kaplumbağam Mercimek ve Ben, Momo. Eylül 2019

Yazıyı beğendiyseniz alkış atarak, yorum yaparak ve paylaşarak daha fazla kişiye ulaşmasını sağlayabilirsiniz.

Ayrıca bana hamusmelike sosyal medya hesaplarımdan veya melike.hamus@gmail.com mail hesabımdan her zaman ulaşabilirsiniz.

Diğer içeriklerime göz atmak isterseniz:

--

--

Hamuş Melike
Türkçe Yayın

Kendini ve hayatı anlamak için okuyan, yazan, şiir aşığı bir blogger. Topluluk profesyoneli. https://www.linkedin.com/in/parlakkilic-melike/